참길

Hayatı Kurtarmak Üzerine

  • Yazım Dili: Korece
  • Baz Ülke: Tüm Ülkelercountry-flag
  • Diğer

Oluşturulma: 2024-06-15

Oluşturulma: 2024-06-15 19:15

Hastalara baharın canlandırıcılığı verilebilmeli Hastalara baharın canlandırıcılığı verilebilmeli


Profesörün öğleden sonraki ilk muayenesinde ilk hasta ile yapılan görüşmeye katıldıktan sonra, o sırada dürüst olmak gerekirse çok garip bir hissiyata kapılmıştım. Daha önce hiç böyle bir muayene şeklini görmediğim için oldukça yabancı ve tuhaf gelmişti.

Katılım süresi sona erdiğinde, Profesörün sadece hastanın hastalığını tedavi etmekle kalmayıp, hasta beyinlerinin derinliklerinde, bizim bakamayacağımız kadar derinlerde, tedavi etmek için muayene ettiğini fark ettim.

İlk hasta ile yapılan muayenede beni etkileyen şey, Profesörün hastaya verdiği rahatlıktı. Hasta iyileşip iyileşmediğine odaklanıp soru sorduğunda, Profesör sanki ip cambazı gibi yavaşça yelpazeleyerek sakin bir şekilde hastalığa odaklanmaktan ziyade tedaviyi sürdürmeyi vurguladı.

Profesör, hasta ile sadece hastalığı hakkında değil, hasta kendi zihniyeti ve farkındalığı hakkında da vurgu yaptı. Profesör ile görüşmeyi bitiren hasta ve hasta yakını, gerçekten iyi oldukları izlenimini verdi, ki bu da başka bir şaşırtıcı noktaydı.


Hasta-doktor ilişkisi nasıl kurulmalı? Son zamanlarda bu konuda çok fazla kafa yoruyordum, dürüst olmak gerekirse ilk muayenede de kafa karışıklığı yaşıyordum, ancak nihayet ikinci hasta ile muayeneyi gerçekleştirirken, hasta ile nasıl bir ilişki kurulması gerektiğini biraz anlama fırsatı buldum. İkinci hasta ile yapılan görüşme gerçekten etkileyiciydi.

Prostat kanseri (Prostate cancer) için radyoterapi (RT) planlayan birisiydi, Profesör tedavi yönü hakkında açıklamalara başlamadan önce hasta ile uzun uzun konuştuğunu gördüm. Hiç hastalıkla ilgili bir konu değildi, oldukça kişisel ve yakınlık hissi veren bir konuşmaydı. Hastanın sanki hastanede değil de evinde konuşuyormuş gibi hissettiğini söylediğinde, hastalıktan dolayı korku dolu olan hasta için gerçekten gerekli bir zaman olduğu açıkça ortadaydı.

Şimdiye kadar 3 dakikalık muayeneler, dürüst olmak gerekirse 3 dakikadan kısa süren muayeneler çok gördüm ve deneyimledim, ancak Profesör tam bir saat boyunca hasta ile böyle böyle konuşarak olabildiğince hastanın kalbini açtı ve korku ve hastalıkla ilgili korkuyu, hastalık nedeniyle kendini bastıran hastanın bedenini ve ruhunu kırdı. İlk muayene odasının kapısını açıp içeri giren hastanın yüz rengi, Profesör ile olan konuşmasıyla kademeli olarak açılıyor ve sanki gülümsemesini geri kazanıyormuş gibi bir his veriyordu.


Gerçek bir doktorun anlamını kavrayabildiğim bir zamandı. Sadece hastalığı iyileştirmek, her doktorun yapabileceği bir şeydir, ancak hastayı gerçekten içten gelen filizlenmeyi sağlayan doktorun kim olduğunu bugün öğrenip görebildiğim için çok onur duyduğum bir zamandı. Profesör, o duruma bizzat girmeden o duyguyu anlayamayacağımızı, o duyguyu anlamak için çaba sarf etmemiz gerektiğini vurguladı.


Profesör, başlangıçta hasta ile rahat bir şekilde özel konuşmalar yaptıktan sonra, hastanın hastalığı sadece bir hastalık olarak değil, baharı karşılamak için bir kış olarak nitelediğini ve hastanın baharı beklemesini sağladıktan sonra, tedavi yönü hakkında modelini bile göstererek açıkladığını gördüğümde şaşırmıştım ve söyledikleri kelime kelime kulağıma giriyordu ve sanki tekrar umutla dolmuş gibi hissediyordum.

Bu kadar şaşırtıcı bir Profesör muayenesine katıldıktan sonra, Profesörün yazdığı ‘Kış Geçince Bahar Olunca’ şiirini gösterip CCM çalmasını duyduğumda, bu şiirin gerçekten de sadece Profesörün yazabileceği bir içerik olduğunu anladım.

İlk defa o şiiri okuyup duyduğumda, şiiri anlarken basitçe bahar ve kışı bildiğimiz gibi dört mevsim olarak düşünmüştüm, ancak Profesör bu bahar ve yazın basitçe mevsim değil, hayatımız olabileceğini, hayatın kışının ne olduğunu, hastalar için şu anki acı çektikleri zamanın kış olduğunu, böyle bir hastaya bahar verilebilmesi gerektiğini söyledi. Bahar verilebilmesi için kendimizin önce bahar olması gerektiğini fark etmemiz gerektiğini söyledi.

Bu sözleri duyarak, ben hastaya bahar verebilecek bir bahar olabilir miyim? Şu anda hiç düşüncesizce mi yaşıyorum? Karşıma çıkan duruma razı olup sadece gelecekten mi endişeleniyorum diye endişelendim. Profesör’e nasıl bahar olabileceğimi veya biraz olsun ona yaklaşabileceğimi sormak istedim. Çünkü Profesör zaten bahar olmuştu ve hastalara baharın tazeliğini, baharın canlandırıcılığını veriyordu.


(2019. 05. 17. Radyasyon Onkolojisi Kliniği Klinik Uygulama Deneme Yazısı, Tıp Fakültesi 4. Sınıf 3. Grup Han 0ran)


Hayatı Kurtarmak Üzerine


Yorumlar0